İskandinav ülkelerinin beslenme tarzından esinlenerek geliştirilen Nordik (Nordic) diyeti, İsveç diyeti olarak da bilinir. Kalp ve damar hastalıklarından korunmak için tercih edilen Nordik diyeti, yüksek tansiyon, tip 2 diyabet ve obezite gibi metabolik hastalıkların önüne geçmek için yapılan bir rejim programıdır. Hakkında söylenilen ilk yorum ise sert bir diyet olduğudur.
Böylece İsveç köftesinin tadı, eğitimde dünyanın en iyi ülkesi Finlandiya, kayak merkezi Norveç ve donmuş uskumruları derken İskandinav ülkeleri zor bir rejimi de hayatımıza katmış oldular.
Zaten Nordic diyetinin ilk kez Danimarka’daki hastanelerde uygulandığı ve bizde ise yıllar önce İsveç’te yaşayan bir şarkıcı tarafından anlatıldığı ve popüler olduğu bilinmektedir.
İnsülin miktarı ile ilgili olması rejimin ayırıcı özelliklerinden biridir. İnsülin hassasiyetini iyileştirmeye yardımcı olan Nordik diyeti, yüksek kilolardaki kişilerin hızla ağırlık kaybetmesini sağlayarak kan basıncını düşürür. Besin değerlerinin korunmasını da rejimin önem verdikleri arasındadır. Bir başka dikkat çekici husus da besinlerin buğulama ve haşlama gibi düşük ısı gerektiren yöntemleri kullanarak pişirmedir; ancak az pişirme ve ürünlerin içeriklerini çok dğeiştirmeden tüketme yönü ile size daha önce de açıkladığımız Raw Food beslenmesi ile benzer yönleri oldukça fazladı, bu diyet türü ilginizi çektiyse mutlaka o da çekecektir inceleyin!
Ayrıca bol protein ve lif içeren bu diyet, kilo verdiğinizde verdiğiniz kiloyu korumanızı da sağlar, çünkü metabolizma değişikliğe uğramış ve hızlanmıştır. Fakat kesinlikle az kalori üzerine kurulu bu diyet doktor kontrolü olmadan yapılmamalıdır, zor bir diyet olduğunu yeniden hatırlatmak gerek.
Nordik diyetinin birinci kuralı alınan kalorinin kaynağıdır. Şöyle ki, sebze ve bitkilerden alınan kalori miktarını çoğaltıp etten alınan kalitesiz kaloriyi azaltılmalısınız. Doymamış yağ, besinsel lif, mineral ve vitamin alımını artırarak beslenme kalitesini de yükselteceksiniz. Böylece doyana kadar yemek yediğinizde dahi fazla kalori almamış olursunuz. Mesela Nordik diyeti uyguladığınızda, öğle ya da akşam öğününüzde et varsa, bunu kaliteli hale getirmek için bol yeşillik ve C vitaminini de birlikte yemelisiniz.
Rejim hakkında bahsedilen üç prensipten ikincisi deniz ürünlerini çokça tüketmektir. Yüksek miktarda protein içerdiği bilinen balık ve deniz ürünleri obezite, tip 2 diyabet ve ilerleyen yaşla birlikte gelen kas kaybı riskini de azaltmaktadır. Ancak Nordik diyetinde deniz ürünleri tüketirken dikkat edilmesi gerekilen nokta uskumru, hamsi, somon ve palamut gibi yüzey balıklarının tercih edilmesidir.
Derinlerdeki balık türleri ağır metal ve toksit içerdiğinden Nordik diyetinde tercih edilmez. Somon balığı televizyon programlarında çeşitli soslarla birlikte yapılan tariflerde anlatılıyor ama bu diyetteyken sos diye bir katkı maddesini unutacaksınız. Balıklar tek başlarına ızgara olacak ya da haşlanacaklar.
Nordik diyetinde tercih edilen besinler grubunda kırsal alanlarda kendiliğinden yetişen mantarlar, yumuşak ve taneli meyveler, doğal ortamlarında yetişen hayvanların etleri, E ve C vitamini ile yüksek oranda antioksidan içeren yabani bitkiler de var. Nordik diyetinde tercih edilme nedeni yabani hayvanların kümes hayvanlarına oranla daha az yağa sahip olmalarıdır. Taze meyve ve sebzeler bu diyet listesinin de gözdeleri arasındadır. Paketlenmiş yiyeceklere el bile sürülmez.
Tam tahıllı karbonhidratların da tüketilmesini savunan Nordik diyetinde buğday, çavdar ve sodyum (tuz) oranı düşük tahılların tüketilmesine izin vardır. Soğuk kahvaltılar için sütle karıştırılmış buğday ve mısır gevrekleri, sıcak kahvaltılarda ise yulaf ezmesi, arpa gevreği ve yulaf kepeği gibi tahılların tüketilmesi istenir. Öğle ve akşam yemeklerinde pirinç yerine esmer pirinç ve diğer çeşitlerde ise tam tahıllı makarna, yulaf ve arpa ekmeği vardır.
Aksatmadan uygulanacak bir İsveç diyeti programı sonucu metabolizma hızına bağlı olarak 13 günde 10 ile 20 kilo arası bir fazlalığın verildiği söylenir. Diyet zaten 13 günlük sürelerle uygulanmaktadır. En etkili zayıflama rejimlerinden birisidir fakat doktora danışmadan başlamayın.
• Günde en az 12 bardak su içilmesi,
• Aradan üç ay geçmeden tekrarlanmaması,
• Verilen miktarların dışında kaçamaklar yapılmaması, hatta çay ve kahve bile içilmemesi,
• Türk kahvesi fazla kafeinli bulunduğundan hazır kahvelere geçilmesi,
• Kolestrolü yüksek olanların yumurta akını tercih etmeleri,
• Özellikle miktarı verilmemiş yiyeceklerin istenildiği kadar yenebileceği dikkat çekilen diğer hususlar arasındadır.
İsveç diyetini uygulayanlar tarafından yapılan yorumlar hep olumludur ama zorlanma yaşandığı da gerçektir.
Örneğin bu rejimde tipik bir günlük beslenme şöyledir;
Kahvaltı; Bir fincan kahve, bir tane kesme şeker
Öğle yemeği: Bir dilim salam, 100 gram yoğurt
Akşam: 200 gram biftek, bol yeşil salata, bir meyve
13 günlük program genelde bu listeye benzer, bazı küçük değişiklikler gösterir. Bazen kahvaltılara bir dilim kızarmış ekmek eklenir. Ama ertesi günkü kahvaltı sadece limonlu bir havuçtur. Bazen akşam yemekleri sadece 2 dilim portakalın suyu ve 100 gram yoğurt ile geçer. Ara öğünler yoktur.
Gerçekten uygulanması zor bir diyettir. Bu diyet hakkında yapılan açıklamalar içinde değişen metabolizma sonucu iki yıl boyunca verilen kiloların geri alınmadığı da var. Acil kilo vermesi gerekenler için tavsiye edilen diyet Amerikan Kalp Vakfı tarafından bu hasta grubu için öneriliyor. Ayrıca başladınız mı en az altı gün yapmalısınız, altıncı günden önce vazgeçmeyin.
Normal bir insanın tükettiği günlük besin miktarında protein oranı en fazla yüzde 12 kadardır. Fakat zaten kesinlikle az kaloriye dayanan Nordic diyette günlük protein miktarının yüzde 78’lere kadar çıktığı görülmektedir. Bütün bu yazılanlar ışığında Nordik diyet nasıl yapılır sorusunun yanıtının sabırla yapılır şeklinde olacağını bellidir. Ayrıca diyet süresince spor yapılmaması önerilir. Çünkü zaten az besleniyorsunuz, kendinizi iyice hırpalamayın.
Günde 1000 kalorinin altında bir enerji ile yaşamaya başlayan vücudunuz depolarına saldıracak. Yağ dokusundaki trigliseridler, kaslardaki proteinler karaciğerde glikoza dönüşecek. Azalan kilonun göbekteki yağlardan değil de kaslardan gideceğini söyleyenler de var. Hissedilen halsizlik, dikkat eksikliği gibi konular da söze ekleniyor. Fakat kas erimesini tetiklediği gibi bir konunun abartı olduğu belirtiliyor. Sonuçta diyette azımsanmayacak miktarda hayvansal protein yer alıyor.
İsveç diyetinin kısaca şok diyetler içinde yer aldığını ve bu yüzden mutlaka doktora danışılarak başlamak gerektiğini bir kez daha hatırlatalım. Soğuk iklim kuşağında yer alan İsveç, Norveç, Danimarka, Finlandiya gibi ülkelerle bizim gibi sıcağa kayan Akdeniz kuşağı ülkeleri hem beslenme kültürleri hem de yaşam koşulları açısından farklıdır. Örneğin biz soğuk havada ısınmak için av hayvanlarının yağına ihtiyaç duymayız. Bu yüzden Akdeniz insanı olarak beyaz et, balık, sebze, meyve, ot ve zeytinyağı temelli Akdeniz tipi beslenmenin de rejim programlarında olduğu unutulmamalıdır.
Zayıflamak için bilir bilmez şok diyetlere başlamak her zaman sağlık sorunları yaratmıştır. Ayrıca internette sıkça görülen blog yazılarında İsveç diyetine başladım, ama kendime göre biraz değiştirdim, insan zorlanıyor tipi uygulamalardan sonuç çıkmayacağını da baştan belirtmek gerek. Bu yüzden yapılması gereken bir diyetisyene danışmak ve vücuda uygun diyet programını bularak uygulamaktır. Bu İsveç diyeti de olabilir. Acil kilo vermeniz gerekiyorsa ve hareket etmekte zorlanıyorsanız zaten sonuç da bu olacaktır.
*Yorumlara cevap verebilmek için hesabınızın olması gerekmektedir. Buraya tıklayarak hesap oluşturabilirsiniz.