Reflü Beslenmesi danışabileceğiniz diyetisyenler:
Reflü Rahatsızlığının Belirtileri Nelerdir?
Reflü Rahatsızlığında İlaç Tedavisi Nasıl Olmalıdır?
Hamilelik Döneminde Reflü Rahatsızlığı
Reflü Hastaları Hangi Besinlerden Uzak Durmalıdır?
Reflü Tedavisi Nasıl Olmalıdır?
Reflü Rahatsızlığı İçin Ameliyat Gerekir mi?
Gastrit Hastalığı Nasıl Tedavi Edilebilir?
Reflü ve Gastrit Rahatsızlıkları Nasıl Önlenebilir?
Özefajit olarakta bilinmekte olan reflü, tüketilerek mideye gidecek olan besinlerin, geri dönmesi ile yemek borusuna ilerliyor ve kaçıyor olması ile beraber özafagus mukozasında tahriş meydana gelmekte, bu durumun sonucunda da ülser ortaya çıkmaktadır. En fazla tahriş edilen özefagusun alt kısmıdır ve bu rahatsızlık oldukça sık görülmektedir.
Her on kişiden dört kişide reflü rahatsızlığı görülebilmekte ve bu oran yüksek olarak kabul edilmektedir. İlaç ile tedavi edilebilmesi mümkün olmakta ve kontrol altına alınabilmektedir. Ancak kontrol altına alınamadığı durumlarda ameliyat gerekebilmektedir. Rahatsızlığın şiddeti arttığında hastaların yaşam kaliteleri olumsuz olarak etkilenmektedir. Ayrıca midede oluşan gazın çıkması ya da ağızdan kötü koku geliyor olması da sosyal hayatı olumsuz olarak etkilemektedir.
Rahatsızlık söz konusu olduğunda hastalarda bitkin bir şekilde güne başlanması ile öksürük sebebi ile uyunamaması görülebilmektedir. Rahatsızlığın bazı belirtileri vardır ve bu belirtiler ortaya çıktığında reflüden bahsedilebilmektedir. Bizler de makalemizde reflü rahatsızlığına dair merak edilenleri ve reflü hastalarının nasıl beslenmesi gerektiğine dair bilgiler paylaşıyor olacağız.
Reflü rahatsızlığının en bilinen ve en yaygın olarak görülebilen belirtileri arasında yemek yedikten sonra midede yanma hissinin ortaya çıkıyor olmasıdır. Çoğunlukla bu durum yemek yedikten 30 ila 60 dakika içerisinde hissedilmekte ve yatıp uzanma sonucunda artış gösterebilmektedir.
En sık görülen belirtiler:
Reflü rahatsızlığı söz konusu olduğunda ortaya semptolar çıkmaktadır ve bu semptomların azaltılabilmesi için antiasit ilaçlar yani asitliği düzenleyici ilaçlara ihtiyaç duyulmaktadır. Ayrıca proton pompası inhibitörleri ve H2 blokerleri ile mide asitlik derecesini azaltmak mümkün olabilmektedir. Ancak ilaçların alınmasına rağmen semptomların hafiflememesi de olası bir durumdur. Bu rahatsızlık sonucunda çoğunlukla hastaların verilen ilaçları ömür boyu kullanmaları gerekmektedir. Bu gibi durumlar ortaya çıktığında hastanın ve tabiki doktorun kararı sonucunda sürekli ilaç kullanmak istenmemesi halinde cerrahi müdahale tercih edilebilir.
Sık görülen semptomlardan öksürük ve ses kısıklığı gibi şikayetler söz konusu olduğunda kaliteli uyku söz konusu olamamaktadır. Bu gibi durumlarda özellikle gece yatamayan hastalara özel olarak tasarlanmış ve 30 derecelik eğime sahip olan yastıklarla görülen semptomların az da olsa ortadan kaldırılması mümkün olabilmektedir.
Mide problemlerinin en sık yaşandığı dönemlerden biri kadınlarda hamilelik dönemidir. Özellikle de progesteron hormonu artmakta ve mide yanması ile beraber mide kapağının gevşemesine neden olabilmektedir. Bununla beraber plesentanın büyümesi ile karın alanının daralması sonucunda da bu durum tetiklenebilmektedir. Gebelik sürecinde ilaç kullanılamıyor olması hastanın tedavi sürecini zora sokabilmektedir. Bu nedenle yapılabilecek en doğru yöntem tüketilen besinlere dikkat ediliyor olmasıdır.
Çocukların %15'inde görülebilen reflü rahatsızlığı oldukça sık olarak yaşanmaktadır. Çocuklar, hazır gıdaları, çikolata ve abur cubur besinleri daha fazla tüketmektedir. Ayrıca patates kızartması da sıkça tüketilmekte ve bunlarda çocuklarda reflü rahatsızlığının ortaya çıkmasına neden olabilmektedir. Bu noktada ebeveynler çocuklarının beslenmelerine dikkat etmelidir.
Gastrit rahatsızlığı, mide mukozasının yapısında bozulmalar ortaya çıkması ve iltihaplanması sonucu ortaya çıkan bir rahatsızlıktır. ilerlemiş olan gastrit rahatsızlığı hemen her yaşta görülebilen ve sık rastlanmakta olan bir rahatsızlıktır. Doğru ve zamanında bir tedavi uygulanmaması halinde sonucu ülser olabilmektedir. Ancak tedavisi mümkün olabilen ve tedavi sonucunda iyileşme olabilecek bir rahatsızlıktır. Çoğunlukla yanlış beslenme neticesinde ortaya çıkabilen bu rahatsızlık yanlış pişirme teknikleri, yağlı besinler, yoğun yağda kızartılmış besinler, acı ve baharatlı besinlerin sık sık tüketiliyor olması, çay, kahve, alkol tüketimi ve aşırı besin tüketimi ile tetiklenmekte ve ortaya çıkabilmektedir. Beslenme dışında toksinler, enfeksiyonlar, kimyasal ürünlerin kontaminasyonu ve bazı alerjik reaksiyonlar da gastrit rahatsızlığını tetikleyebilmektedir.
Gastrit belirtileri reflü rahatsızlığı ile benzerlik göstermektedir. Ancak birbirinden farklı rahatsızlıklardır. Gastrit rahatsızlığının belirtileri ise aşağıdaki gibidir. Eğer bu belirtilerden biri ya da birkaçı mevcut ise doktorunuza danışmanızı önermekteyiz.
Gastrit belirtileri:
Bu belirtilerin yanı sıra kronik gastritte ise hiç belirti görülemeyebilir. Sadece iştahsızlık ve karın ağrısı gibi belirtiler kendini gösterebilir.
Bu iki rahatsızlığın belirtilerinin birbirine benzediğinden bahsetmiştik. Gastrit rahatsızlığı söz konusu olduğunda aç karnına midede yanma ve kazınma ile belirti verebilmektedir. Bu durumların yaşanması sonucunda hastanın gece uykudan uyanarakuzun süren ağrıların yaşanmasına neden olabilmektedir. Ancak reflü rahatsızlığında daha çok yemeği yedikten sonra şikayetler ortaya çıkmaktadır. Daha çok midede başlayıp ağıza kadar gelebilen ekşime ile ortaya çıkabilmektedir. Gastrit ile reflü rahatsızlıkları kişilerde aynı anda görülebilmektedir.
Reflü rahatsızlığı olanların en büyük şikayetleri midede oluşan asittir. Bazı besinler ise bu durumu tetiklemekte ve semptomlarda artışa neden olmaktadır.
Bu besinler:
Reflü rahatsızlığının en birinci tedavi yöntemi beslenme şeklinde yapılması gereken değişikliklerdir. Bu değişiklik de olumlu sonuçlar verebilmektedir. Şimdi reflü hastalarının beslenme tedavisinde dikkat etmesi gereken noktaları bu başlık altında paylaşıyor olacağız.
Reflü rahatsızlığının ortaya çıkma nedenlerinin arasında genetik sebepler ve yanlış beslenme alışkanlıkları mevcuttur. Beslenme alışkanlıklarının değiştirilmesi ve ilaç desteği ile bu rahatsızlığın tedavisi mümkün olabilmektedir. Ancak bazı şartlar ameliyat gerektirmektedir. Bu nedenlere göz atalım.
Gastrit hastalığı ile reflü rahatsızlıklarının birbirine benzerliği çok olsada birbirinden farklı iki rahatsızlık olduğundan bahsetmiştik. Gastrit rahatsızlığı da tıplı reflü rahatsızlığı gibi yanlış beslenme alışkanlıklarının bir sonucu olarak ortaya çıkabilmektedir. Yanlış beslenme alışkanlıklarının değiştirilmesi ve sağlıklı beslenmeye başlanılması sonucunda gastrit rahatsızlığı ciddi oranda hafifleyecektir. Diyet esnasında hassas seviyelere sahip mide yapısını tahriş edebilecek kişiye özel zararı dokunabilecek besinlerden uzak durulması ve kişinin bu besinlere olan intöleransının belirlenmesi gerekmektedir. Böylece gastrit hastalığının da tedavi olması mümkün olacaktır. Bu rahatsızlık söz konusu olduğunda beslenme alışkanlıklarında dikkat edilmesi gereken noktalar mevcuttur. Şimdi bunlara göz atalım:
Genetik olarak da görülen reflü ve gastrit hastalıkları daha sık yanlış ve kötü beslenme alışkanlıklarının sonucunda ortaya çıkan rahatsızlıklardandır. Bu kötü ve yanlış beslenme alışkanlıklarının değişmesi ve iyileşmesi ile midede yaşanan sağlık problemleri gerileyecektir. İdeal kiloya inebilmek ve beslenmeye dikkat edebilmek de bu rahatsızlıkların önlenebilmesi için gereklidir. Her iki rahatsızlıkta da alkol tüketiminin sonlandırılması en önemli tedavi yöntemlerinden biri sayılabilmektedir.
Reflü hastaları için en etkili tedavi yöntemlerinin başında gelen diyet ve beslenme programının uygulanıyor olması sonucunda bu rahatsızlığın hafiflemesi ya da iyileşmesi mümkün olabilmektedir. Bizler de bu başlık altında reflü beslenmesi ve reflü diyetini paylaşıyor olacağız.
Reflü rahatsızlığının teşhis edilmesi sonucunda doktorun ilaç tedavisi beraberinde ilk tavsiye edeceği diğer tedavi yöntemi de elbette ki bizimde üzerinde durduğumuz diyet ve sağlıklı beslenme programlarıdır. Diyet programı sonucunda kilo verimi gerçekleşecek ve zayıflama durumu reflü rahatsızlığında da iyileşme sürecinde olumlu sonuçlar doğuracaktır. Bu rahatsızlıkta diyet programı uygulayan kişiler hazımsızlık problemlerinde ve mide yanmalarında azalma görüldüğünü belirtmektedir. Kilo alma durumu ve aşırı kilolu olmak bir çok rahatsızlığı tetiklediği gibi reflü ve gastrit rahatsızlıklarını da tetiklemektedir.
Reflü diyetini uygularken dikkat edilmesi gereken en önemli kural genel sağlıklı beslenme kuralları dahilinde uygulanıyor olmasıdır. Yani üç ana ve üç ara öğünden oluşması gerekmektedir. Böylece metabolizma düzenli çalışacak ve yapılan her ana ve ara öğünün ardından yapılan bir sonraki öğüne daha tok oturulacaktır. Ayrıca protein değeri yüksek olan besinlerin tüketimi tercih edilmelidir. Ana öğünlerde tam buğday unlu, çavdarlı ya da kepekli ekmekler ve bulgur, et ya da sebze yemekleri ile beraber tüketilmelidir. Ayrıca ana öğünlerde yoğurt tercih edilmelidir. Yoğurt midenin rahatlamasına yardımcı olacaktır. Zayıflamaya yardımcı olan acı biber ve bitki çayları bu özelliği baskın diye tüketimine dikkat edilmelidir. Karışık bitki çayları, form çayları ve yeşil çay mideye zarar verebilmektedir. Ayrıca haşlanmış sebze ve pişmiş sebzeler bir ana öğünde olsa hemen hergün tüketilmelidir.
Reflü hastaları için hazırlanacak olan diyet programı, kilo problemi söz konusu ise hastanın yaşı, metabolizma hızı, boyu ve yaşam tarzına uygun olarak hazırlanmalıdır. Aslında özetle diğer tüm diyet programları gibi kişiye özel olarak hazırlanması gerekmektedir. Zira bu rahatsızlıkta tüketilmemesi gereken besinler söz konusudur. Tüm diyet programlarında olduğu gibi reflü diyetinde de yağda kızarmış besinlerin tüketimi önerilmez ancak haşlama besinlerin tüketimi serbest olmalıdır. Hastaya çiğ besinler dokunuyor ise fırında ya da şekersiz olarak pişirilen komposto türü besinler tercih edilmelidir. Bazı baharatlar kilo verimine yardımcı olmaktadır ancak hastaya dokunuyor ise bu baharatlar diyet programında yer almamalıdır. Hastanın kilo kaybı gerçekleştikçe reflü diyet programında kalori miktarı da değişmelidir.
Ancak şunu belirtmeliyiz ki reflü diyeti sadece kilo kaybı yaşamak için değil aksine reflüyü tetikleyen besinlerin yaşam tarzından çıkarılması ve bu rahatsızlığın iyileşmesine ya da gerilemesine yardımcı olacak bazı besinlerin hayata ve beslenme programına dahil edilmesi ile gerçekleştirilmektedir. Bu nedenle reflü diyeti de dahil tüm beslenme programlarının kişiye özel hazırlanması önem taşımaktadır.
Sebze Grubu
Domates asitli bir sebzedir. Bu nedenle reflü hastalarının domates tüketmesi önerilmemektedir. Bunun dışında kalan sebzelerin ise haşlanarak tüketilmesi önerilmektedir.
Meyve Grubu
Mandalina ve portakal gibi bazı meyveler asit içermektedir. Bu meyvelerin tüketimi önerilmemektedir. Ancak bunun yanı sıra üzüm, muz, armut, karpuz, kavun ve elma gibi meyvelerin de tüketimi önerilmektedir.
Et Grubu
Yağda pişirilmiş etler ve yağlı etler reflü hastaları için tehlike arz etmektedir. Ancak tavuk eti, balık eti ve hindi eti gibi besinler fırınlanmış ya da haşlama olarak tüketilebilir. Pişirilme esnasında baharat kullanımı yine reflüyü tetikleyebileceğinden tüketimi sakıncalı olabilmektedir.
İçecek Grubu
Reflü rahatsızlığı olan hastalara kahve, siyah çay, yeşil çay da dahil bitki ve form çaylarının tüketimi önerilmemektedir. Bu içecekler reflü rahatsızlığını tetikleyebilmektedir.
Ekmek ve Tahıl Grubu
Kısır gibi bulgur içeren besinler ve esmer ekmek reflü rahatsızlığı olan kişiler tarafından mümkün olduğunca az miktarda tüketilmelidir.
Süt ve Süt Ürünleri Grubu
Süt ve yoğurt gibi süt ürünleri grubuna dahil olan besinler mümkün olduğunca az yağlı ve kaymaksız olanlar tercih edilmelidir. Peynirler de yine az yağlı olanlar tüketilmelidir.
Reflü rahatsızlığının en önemli tedavi yöntemlerinden biri olan diyet ve sağlıklı beslenme programı için örnek bir beslenme listesi paylaşıyor olacağız. Ancak önemle belirtmeliyiz ki eğer reflü dışında başka bir rahatsızlığınız söz konusu ise mutlaka doktorunuza danışmalı ve onun onayı doğrultusunda bu örnek beslenme programını ya da doktorunuzun önereceği beslenme programını uygulamalısınız.
Aşağıda paylaşıyor olacağımız beslenme programı bir haftalık süreçte günlük olarak verilmiş olup üç ana öğün ve dört ara öğünden oluşmaktadır. Az ve sık beslenme kuralı esas alınarak yazılan bu beslenme programı öğünler arasında çok acıkmadan bir sonraki öğünü yapmanıza olanak sağlayacaktır.
Pazartesi Günü
Sabah Kahvaltısı (09:00-09:30 arası)
Ara Öğün (11:00)
Öğlen Yemeği (13:00-13:30 arası)
Ara Öğün (15:00)
Ara Öğün (17:00)
Akşam Yemeği (20:00)
Ara Öğün (21:30)
Salı Günü
Sabah Kahvaltısı (09:00-09:30 arası)
(İsteğe göre tüm malzemeler karıştırılarak bir kase ile tüketilebilir.)
Ara Öğün (11:00)
Öğlen Yemeği (13:00-13:30 arası)
Ara Öğün (15:00)
Ara Öğün (17:00)
Akşam Yemeği (20:00)
Ara Öğün (21:30)
Çarşamba Günü
Sabah Kahvaltısı (09:00-09:30 arası)
Ara Öğün (11:00)
Öğlen Yemeği (13:00-13:30 arası)
Ara Öğün (15:00)
Ara Öğün (17:00)
Akşam Yemeği (20:00)
Ara Öğün (21:30)
Perşembe Günü
Sabah Kahvaltısı (09:00-09:30 arası)
Ara Öğün (11:00)
Öğlen Yemeği (13:00-13:30 arası)
Ara Öğün (15:00)
Ara Öğün (17:00)
Akşam Yemeği (20:00)
Ara Öğün (21:30)
Cuma Günü
Sabah Kahvaltısı (09:00-09:30 arası)
Ara Öğün (11:00)
Öğlen Yemeği (13:00-13:30 arası)
Ara Öğün (15:00)
Ara Öğün (17:00)
Akşam Yemeği (20:00)
Ara Öğün (21:30)
Cumartesi Günü
Sabah Kahvaltısı (09:00-09:30 arası)
Ara Öğün (11:00)
Öğlen Yemeği (13:00-13:30 arası)
Ara Öğün (15:00)
Ara Öğün (17:00)
Akşam Yemeği (20:00)
Ara Öğün (21:30)
Pazar Günü
Sabah Kahvaltısı (09:00-09:30 arası)
Ara Öğün (11:00)
Öğlen Yemeği (13:00-13:30 arası)
Ara Öğün (15:00)
Ara Öğün (17:00)
Akşam Yemeği (20:00)
Ara Öğün (21:30)
Sabah Kahvaltısı
Ara Öğün
Öğle Yemeği
Ara Öğün
Akşam Yemeği
Ara Öğün
Bilgi: Paylaşmış olduğumuz beslenme programları alternatif olarak paylaşılmıştır ve her bireyde aynı sonuçlar verebileceği anlamına gelmemektedir. Daha kesin sonuçlar elde etmek istiyorsanız doktorunuza danışmalı ve onların onayı doğrultusunda bu beslenme programlarını uygulamanız gerekmektedir ya da doktorunuzun size şahsi olarak vereceği beslenme programını uygulamalısınız.
*Yorumlara cevap verebilmek için hesabınızın olması gerekmektedir. Buraya tıklayarak hesap oluşturabilirsiniz.